Türkiye’deki şirketler, “işyerinde aşk”ı “prosedür konusu” yapmıyor. Şirketlerin dörtte üçünde bu konuda düzenleme olmadığı gibi, eşlerden biri rakip şirkette çalıştığında da rahatsızlık duyulmuyor.  

“İşyerinde aşk”, iş dünyasının en önemli olduğu halde en az konuşulan konularından biridir. Mevzu, iş dünyasının “ciddiyetine” uymaz öncelikle. Sanki iş dünyasını oluşturanlar insanlar değil de özel üretim robotlardır. Ve tek işleri “yıllık hedeflere ulaşıp, şirketi büyütmektir”.

 

Türkiye gibi, çalışabilir her 4 kadından 3’ünün evde oturduğu, her konuda gelişmeye çalışıp, kadın istihdamının gelişimini “önemsiz” bulan ülkelerde “işyerinde aşk” konusunda yazılı kurallar da gereksizdir. İş dünyasında erkek sayısı o kadar çoktur ki, kadınlara dönük pek çok olumsuz uygulamanın üzeri örtülüverir (cinsel taciz, mobbing, izin gaspı vb). Bu nedenle özellikle “işyerinde aşk” konusundaki “kuralsızlık” kendi kurallarını geliştirmiştir.

 

“İşyerinde aşk”a tam özgürlük!

Türkiye Personel Yönetimi Derneği (PERYÖN) orta ve üst düzey yöneticilere dönük “Eşlerin Aynı İşyerinde Çalışması” anketini yaptı. 170 kişinin katıldığı ankete göre şirketlerin yüzde 73’ü işyerinde flörtü “olağan” karşılıyor, yüzde 74’ünde eşlerin aynı şirkette çalışmasına izin veriliyor. Her 4 şirketten yalnızca 1’inde evli çalışanların durumunu düzenleyen yazılı bir prosedür bulunuyor. Yazılı prosedürü bulunan şirketlerin büyük bölümünde kurallar 5 yıldan daha uzun zamandan beri var. Bu durumda bu şirketlerin “kurumsal” olduklarını düşünebiliriz.

 

PERYÖN’ün anketinin bana göre en “vahim” sonuçlarından biri ise eşlerden birinin rakip şirkette çalışması durumunda ne yapıldığı? Yanıt: Neredeyse hiçbir şey! Şirketlerin yüzde 70’i “evli çiftlerden birinin rakip şirkette çalışması” konusunda bir şey yapmıyor. Ne yasak konuluyor, ne de “gizlilik sözleşmesi” imzalanıyor. Gizlilik sözleşmesi yapan şirket oranı sadece yüzde 34.

 

Kural konmayınca “gizlilik” artar

Malum, şirketlerde yalnızca evli insanlar çalışmıyor. Bekarlık söz konusu olduğunda “işyerinde flörtün” devreye girmemesi pek mümkün değil. Peki, flört ast – üst olan insanlar arasında olduğunda ne olacak? Hepimizin deneyimlerinin benzer sonucu söyleyeceğini düşünüyorum: Bu işler gizli olur! İşyerinde aşk konusunda kuralları olan şirketler de bu konuyu biraz “es geçmiş” gibiler. PERYÖN’ün anketine göre bu şirketlerin yalnızca yüzde 20’sinde flört edenler bu durumu yöneticilerine ya da insan kaynakları birimine bildirmek zorunda. Tüm katılımcılara bakıldığında ise katılımcıların yüzde 36’sı flört edenlerin bunu yöneticilerine ya da insan kaynakları birimine söylemesi gerektiği görüşünde.

 

“Özel hayat”a saygısı sonsuz olan biri olsam da ben de aynı kanıdayım. Flört mutlaka bildirilmeli. Çünkü, gizli kalmayacağı, dedikoduya ve adalet duygusunun zedelenmesine neden olacağı çok açık. Aşık olan açık verir!

 

Herkes kendi kuralını koymalı

Konuştuğum insan kaynakları yöneticileri “işyerinde aşk konusunda prosedürler geliştirmek” konusunda farklı görüşlere sahipler. Evli çiftlerin aynı işyerinde çalışması engellendiğinde işten kim işten ayrılmak zorunda kalacak? Yeniden nasıl iş bulacak? Eşi ayrıldığı zaman kalan kişinin motivasyonu, verimliliği ve şirkete bağlılığı nasıl ne olacak? Anadolu kentlerinde nitelikli insan kaynağı sıkıntısı çekildiği malum. “Evlilik yasağı” ya da “evlenince çiftlerden biri işten ayrılır” kuralı konduğunda kaybedilen insan kaynağı nasıl telafi edilecek?

 

Sonuç olarak her şirketin kendi şartlarını göz önünde tutarak bir düzenleme yapması gerekiyor. Buradaki kritik karar: Prosedür oluşturmak! Kurumsallığa doğru sağlam bir adım atmak. Hem şirketin hem de çalışanların geleceği için.